29 Mart 2013 Cuma

MIAMI HEAT'IN 27 MAÇLIK SERİSİ VE BATIDA PLAY-OFF REKABETİ


    NBA'de son zamanlarda en çok konuşulan durum Miami Heat'in 27 maçlık galibiyet serisiydi ve bu serinin ne kadar daha süreceği üzerine düşünülürken, 2 gece önce oynanan Chicago Bulls- Miami Heat mücadelesiyle bu seri son bulmuş oldu. Özellikle, 1971-72 senesinde Los Angeles Lakers'ın 33 maçlık galibiyet zinciriyle birlikte kırılan rekor halen devam etmiş bulunuyor ve buna son yıllarda en çok yaklaşan takım da Heat olabildi.
 2008-09 yılında büyük üçlü Garnett, Allen ve Pierce önderliğinde 19 maçlık ve 2007-08'de Rockets'ın 22 maçlık serisinin ardından ulaşılması oldukça zor bir seriye tanık olduk ve belki de uzun bir süre daha böylesine tanık olamayacağız. Miami Heat son dakikalarına kadar direnmeye çalışsa da 101- 97'lik skorla Bulls'a boyun eğmekten kurtulamazken, batıda da işler bir hayli karışık gitmeye devam ediyor.



Bu sezonun en istikrarsız ve bekleneni bir türlü veremeyen takımlarından Los Angeles Lakers, dün gece Bucks ile oynadığı maçtan 113- 103'lük skorla mağlup ayrıldı ve play-off yarışı için son dönemece girdiğimiz şu dönemde oldukça büyük bir yara almış oldular. Lakers 8. sıradan play-off  potasında son konumda bulunuyor ve takipçileri Utah'tan yarım maç, Dallas'tan ise 1.5 maç öndeler sadece. Milwakuee de bu önemli maçı kazanarak, son dönemdeki kaostan derin bir nefes alarak kurtulmuş oldu. Ve arkalarında ciddi bir play-off takipçileri de bulunmamakta...

26 Mart 2013 Salı

NBA'DE DÜN GECE YAŞANANLAR

 
 NBA'de normal sezona 6 maçla devam edilirken, oldukça çekişmeli ve ilginç karşılaşmalar yaşandı.
Normal sezonun bitimine kısa bir süre kalırken, özellikle batıda play-off yarışı devam ediyor.
Bu sezona büyük umutlarla şampiyonluk kazanabilecek bir kadro oluşturarak giren, ama beklediğini sezon boyunca alamayan Los Angeles Lakers, Golden State deplasmanından boynu bükük taraf olarak ayrıldı ve play- off mücadelesinde büyük bir yara almış oldu. Dallas, Utah, Portland'ın hemen üzerinde 8. sırada bulunan Kaliforniya ekibi bir türlü istikrar tutturamayarak, şampiyonluğa oynayabilecek bir takım olamayacağını göstermiş oldu bütün sezon boyunca.
  Öte yandan 15 maçtır mağlubiyeti tatmayan Denver Nuggets ise, dün gece deplasmanda play- off ümidi olmayan takımlardan New Orleans Hornets ile karşılaştı ve sahadan  86- 110 gibi ezici bir yenilgiyle ayrılarak 15 maçlık seriye son vermek zorunda kaldı.
  Miami Heat ise, yine play-off iddiası bulunmayan doğu ekiplerinden Orlando Magic deplasmanından da galibiyetle ayrılarak art arda 27 maçlık bir galibiyet serisine imza atmış oldu.
  

Başkent ekibi Washinton Wizards ise Memhpis'i  evinde  107- 94'lük skorla geçerken, John Wall kariyer gecesini yaşadı. Attığı 47 sayıyla bu alandaki rekorunu kırarken, yapmış olduğu 8 asist ve 7 ribaunt ile geceye damgasını vuran isim oldu. Özellikle dikkat çeken bir istatistik de, Memphis savunmasını sürekli delerek aldığı fauller sonrası 24 kez serbest atış kullanması oldu tabi ki. Sezon açılışından itibaren ilk 2- 2.5 ayı dizindeki sakatlıktan dolayı kaçıran Wall'ın dönüşü ile bambaşka bir takım haline gelen Wizards'ın matematiksel olarak play-off şansı sürüyor fakat, 8. sıradaki Milwakuee Bucks ile aralarında 17 maçlık fark bulunmakta ve geriye sadece 12 maçları kalmış durumda. Wizards belki bu sezon play-offlara kalamayacak ama özellikle Bradley Beal ve sağlıklı bir John  Wall'ın birlikteliği ile neler başarabileceklerini oldukça sağlam bir şekilde gösterdiler bence. Seneye doğru hamlelerle takımı inşa ederek bu ivmeyi devam ettirme niyetinde olurlarsa, play-off için aday takımlardan birisi diyebilirim. John Wall'ın göze çarpan 47 sayılık kariyer gecesi ve görüntüleri için:



22 Mart 2013 Cuma

EN İYİ 10 CROSSOVER- 2012- 2013

   Son zamanlarda NBA'de ve Avrupa'da basketbolun ve oyun anlayışının ne kadar değiştiğinden ara ara bahsetmiştim. Hıza, kuvvete ve patlayıcılığa dayalı basketbol anlayışının üzerine bireysel yetenekler de eklenince, belki tekniğe dayalı eski tip oyunculardan mahrum kaldık ama, bire bir mücadelede seyir zevki yüksek oyuncuları da izleme şansına sahip olabiliyoruz gene de.
   NBA'in resmi Youtube kanalının hazırladığı en iyi 10 Crossover görüntüleri de buna kısa bir tanım olarak karşımıza çıkıyor aslında. İlk görüntülerde bu sene içinde izlediğimiz oyuncular ve yaptıkları  hareketlerden bir kaç örnek yer alıyor. James Harden'ın steps yaptığı pozisyon 1 numaralı crossover olmuş bu arada...
   
 
    Bu da karma bir şekilde, geçmişten birkaç crossover örnekleri içeriyor. Arada oldukça fark da var tabi.


  Ve bu da majestelerinden bir unutulmaz:

20 Mart 2013 Çarşamba

LEBRON JAMES'IN JASON TERRY'NIN ÜZERİNDEN VURDUĞU SMAÇ!


Lebron James'in geçtiğimiz günlerde Jason Terry'nin üzerinden yapmış olduğu smaç, bana Cleveland zamanlarında Damon Jones'un üzerinden vurduğu smacı anımsattı birden. O zamanlar daha atletik ve esnek fiziksel özellikleriyle yapmış olduğu smaçları göze daha hoş gelse de, patlayıcılığı halen en yüksek noktada devam ediyor. Yapmış olduğu smaç da bunu ispatlar nitelikteydi tabi...
Bu Damon Jones'u poster ettiği smacı:

Bu da Boston Celtics maçında yerle bir ettiği pozisyon:

DENVER NUGGETS 13 MAÇLIK GALİBİYET SERİSİYLE YOLUNA DEVAM EDİYOR!

NBA: New Orleans Hornets at Denver Nuggets

    Uzun zamandır Miami Heat takımının uzun süren galibiyet serisinden ve NBA tarihine geçen 23 maçlık başarısından bahsediliyor son günlerde. Araya sıkışmış gibi kalan ve sezon içerisindeki başarısıyla alkışları hak eden bir diğer takım da, Denver Nuggets aslında. Denver Nuggets bu sezon yapmış olduğu Andre Iguodala hamlesiyle birlikte savunmada ve hücumda oldukça başarılı ve saygıya layık takımların başında geliyor bence. Geçtiğimiz sezonun ortasında Washington Wizards'dan aldıkları Javale Mgcee ile birlikte karşılığında Nene'yi Wizards'a gönderip, ölü sezon olarak adlandırdığımız yaz aylarında da Philadelphia'dan  Andre Iguodala'yı bünyesine katmayı başardılar. Kenneth Faried'ın muazzam istatistikleri ve oyunu, kendini bu sezon yenileyen Ty Lawson, Iguodala ve Wilson Chandler, Gallinari gibi isimlere sahip olan Denver takımı 47-22'lik galibiyet- mağlubiyet derecesine sahipken, 13 maçtır yenilgi yüzü görmedi. Ve özellikle dün gece karşılaştıkları Oklahoma City Thunder takımıyla oynadıkları maçtan da galip taraf olarak ayrılırak, bir kez daha övgüyü oldukça fazla bir şekilde hak ettiklerini ispatladılar.
   Denver 1982'de 12 maçlık galibiyet serisiyle NBA'deki rekorunu bir rakam ileriye taşımışken, ABA'de 15 maçlık bir galibiyet serisine sahip. Fikstürlerinin devamında Batı takımlarıyla bol bol karşılaşacak olan Nuggets'ın seriyi kaç maç daha devam ettireceği merak edilir ama, play-offlarda can yakma ihtimallerinin olduğu da kesin doğrusu.
   Oklahoma maçıyla 13 maçlık seriye imza attıkları geceden görüntüler:

19 Mart 2013 Salı

MIAMI HEAT KAZANMAYA DEVAM EDİYOR!!!


   Geçtiğimiz günlerde Miami Heat'in 17 maçlık galibiyet serisinden ve Houston Rockets takımının 2008 yılındaki 22 maçlık serisinin üzerine, bu serinin geçilip geçilemeyeceğinden bahsetmiştim ki ; aradan 1.5 hafta kadar bir süre devam etti ve Miami Heat takımı bu seriyi geliştirerek, arka arkaya galibiyet sayısını 23'e çıkardı dün akşam. Boston Celtics karşısında oynamış olduğu zorlu mücadelenin ardından sahadan 105-103'lük sonuçla galip taraf olarak ayrılan Miami, böylece Los Angeles Lakers'ın 33 maçlık galibiyet serisine gözünü dikmiş oldu. Miami'nin son 10 maçına bakacak olursak, imkansız bir seri beklemiş olmayız sanırım.
    Yarın gece deplasmanda karşılaşacakları Cleveland Cavaliers ile galibiyet serilerini geliştirmek isteyen Heat,  sırasıyla; Detroit, Charlotte, Orlando, Chicago, New Orleans, San Antonio, New York, Charlotte ve Philadelphia ile karşılaşacak. Kısmen kolay maçların da yer aldığı 10 maçlık fikstürde bu şekilde devam ederlerse, 1972 yılında elde edilen 33 maçlık başarıya ulaşmış ve rekorun ortağı olmuş olacaklar.
 

11 Mart 2013 Pazartesi

MIAMI HEAT VE 17 MAÇLIK GALİBİYET SERİSİ

     Geçtiğimiz sezon hatırladığımız üzere normal sezon biraz gecikmeli olarak başlamış, 66 maçlık bir sezon yaşanmıştı. 99 yılından beri ilk kez ve beklenen lokavt gerçekleşmişti ve o senenin şampiyonu, finalde Oklahoma City Thunder'ı 4-2 ile geçen Miami Heat olmuştu. Bu sezon öncesi kadrosuna yapmış olduğu eklemelerle daha da güçlü bir kadro oluşturan Heat, Rashard Kewis, Ray Allen ve geçtiğimiz günlerde de Chris Andersen'ı takıma dahil etmişti. Geçen sezon yaşanan şampiyonluk sevinciyle birlikte daha da ses getiren bir yapıyla karşımıza çıkan Miami ekibi, oynadığı son 17 maçından da galip ayrıldı ayrıca. 17 maçlık galibiyet serisinin gayet iyi bir başarı olduğundan bahsetmek gerekiyor tabi ki ama, bundan önce en yakın tarihte yaşanmış galibiyetler serisi Houston Rockets'dan gelmişti hatırlandığı gibi. 2008 yılında 22 maç arka arkaya galip ayrılan Rockets takımı, bu 22 maçın 12'sinden Yao Ming'le galibiyet yüzü görmüşken, 10'undan da Yao Ming'in sakatlığından dolayı oynayamamasına rağmen kazanmaya devam ediyordu. Fakat ilk turda karşılaştıkları Utah Jazz'e 4-2 elenmekten kurtulamayarak, erken bir veda etmişlerdi play-off lara.

     Miami Heat için erken bir veda beklenmiyor kesinlikle. Ve hem geçtiğimiz sezonun şampiyonu olmaları, hem de daha etkili bir ekip oluşturmaları da bu sezon için favorilerden biri olmaları için yeterli bir sebep bence. 22 maçlık bir galibiyet serisi veya Los Angeles Lakers'ın 72 yılında 33 maçlık serisine ulaşabilirler mi bilinmez ama şu anki durumları fazlaca iyi halde. 18. galibiyet için çıkacakları Atlanta maçı öncesi seriyi devam ettirmek peşinde olan Heat bakalım kaç maç daha kazanmaya devam edebilecek?

10 Mart 2013 Pazar

HAFTANIN GÖZE ÇARPAN OLAYLARI

     2000'lerin başları ve ortasında veya 90'lı yıllara Jordan'ın damgasını vurmuş olduğu dönemleri hatırlayıp, izledikçe, basketbolun ve özellikle NBA'in artık eski tadında olmadığını her geçen gün daha iyi fark ediyorum.
Değişen oyun tarzları, setler ve sistemler, dayanıklılık ve patlayıcı kuvvete dayalı basketbol anlayışı ile değişen bir akım geldi 2000 yıllarının ortalarından itibaren. Bir döneme ciddi anlamda adını yazdıran Allen Iverson, Tracy Mcgrady, Steve Francis ve arkasından oyun tarzını artık tamamıyla değiştirecek Lebron James'ler, Dwyane Wade'ler, Durant'ler, bire bir oyun dışında basketbol setlerine uymak gibi bir niyeti olmayan Brandon Jennings, Gilbert Arenas, Monta Ellis ve ismi bu tür oyun anlayışıyla anılacak bir sürü oyuncu. Uzun oyuncuların kalitelerinin her sene gittikçe düştüğü, pota altında yer tutsun da gerisi dert değil oyuncuların yanı sıra, savunma özellikleriyle bir dönemin savunma uzmanı Ben Wallace, attığı 55 sayıyla ve sorunlu kişiliğiyle Jermaine O'Neal, Rasheed Wallace ve gene arıza kişiliği, eski tip guard basketbol anlayışı ile modern basketbol arasındaki çizgide gidip gelen ve iyi oynadığı dönemlerde ciddi anlamda skor tehdidi oluşturan, Golden State forması altında en iyi yıllarını geçiren Baron Davis, savunmanın bütün pisliklerini yalayıp yutmuş, şampiyonluklar yaşamış Bruce Bowen, aynı zamanlarda NBA'in en iyi pota altı oyuncusu olduğu konuşulan Tim Duncan ve Sacramento'nun başarılı olduğu Hidayetli yıllar. Kanal D'de NBA yayınlarını izlemeye çalıştığımız o sıcak geceler... Kısacası, NBA'de belli bir ruh eksikliği oluştu son yıllarda. Özellikle NBA ile Avrupa basketbolunun birleştirilmesi planlarının da gerçekleşecek olması ihtimali bile kaybolan ruhun, artık yitirilmeye mahkum bırakıldığının göstergesi bence.

     Ve ayrıca bahsetmeden geçemeyeceğim o büyük 3'lü kuruntusu takaslar... Kevin Garnett ve Ray Allen'ın Boston Celtics'e dahil edilmesinin ardından, olmazsa olmazmış gibi büyük üçlüler, yani BIG THREE oluşumu yaygınlaştı ve ciddi anlamda seyir zevkini etkileyen olaylardan birisi olarak görüyorum bunu. Sezon öncesinde şampiyonluk hedefleri kuran takımlar oluşturdukları yıldız oyuncular kalabalığı ile zirveye oynama düşüncesindeler artık. Lebron'un Miami'e gitmesi, Howard'ın Lakers'a takası vesaire...
     Her neyse diyerek yazıma son veriyorum. Dün geceden göze çarpan bir kaç hareket ve Amare Stoudemire'ın bu sezonun büyük bölümünü sakatlığından dolayı kaçırmasının ardından tekrar sakatlanarak, 6 hafta daha parkelerden uzak kalacağından bahsedip kapatalım yazıyı.
     Öncelikle Phoenix Suns'ın genç oyuncusu Kendall Marshall'ın, temsilcimiz Ömer Aşık'ın bacaklarının arasından yapmış olduğu muazzam asisti ve ardından Andre Iguodala'nın Ridnour'a yapmış olduğu bloka göz atarak noktayı koyuyorum.

3 Mart 2013 Pazar

NBA'DE TAKASLAR VE SON DURUM


JORDAN CRAWFORD:
   
      NBA'de son haftalarda oldukça fazla sayıda takas olmuşken, hiçbirisi ciddi anlamda ses getiren hamleler olmamakla dikkat çekti. İsimleri yapılan takaslarla anılan oyuncuların çoğu takımlarında ya mutsuzlardı, ya da takım yöneticileri tarafından gözden düşmüş oyunculardı. Bunların en başında Jordan Crawford geliyor bence, ki geç kalınmış bir hamle olduğu bile söylenebilir...
     Jordan Crawford 2010 yılı Draft'ında 1.tur 27. sıradan seçilmişti ve Xaiver çıkışlı bu oyuncu kariyerine Atlanta Hawks takımıyla başlamıştı. Özellikle şut seçimleri ve oyun anlayışıyla pek çok otorite tarafından bir türlü artı puan alamayan oyuncunun basketbol mantığı, skor üretmek ve sürekli topun elinde olması isteği üzerine kurulu olarak görülmekte. Atlanta Hawks yönetimi de hemen hamle yaparak, Crawford'ı takas etme girişimlerinde bulunmuş ve Kirk Hinrich ile Mike Bibby karşılığında bu oyuncuyu takasta kullanmıştı. Wizards gibi dağınık bir organizasyonda topun bol bol eline gelebileceği ve bolca süreler bulabileceği bir yer edinmişti kendisine Crawford. Özellikle bu sezon Randy Wittman ile birlikte daha düzenli bir görüntü çizmeye çalışan ve disiplinle birlikte takım ruhunun temel alındığı bir oluşum yaratmaya çalışan Wizards ekibinde de son zamanlarda suyu ısınmaya başladığı için tekrardan takas dedikodularında anılmaya başlamıştı ve geçtiğimiz hafta gerçekleşen Boston Celtics- Washington Wizards takasıyla da bir şehir daha değiştirmek zorunda kalmıştı Crawford. Bu takasla birlikte Washington ekibi Leandro Barbosa'yı ve Jason Collins'i kadrosuna katarken belalı bir oyuncusundan daha kurtulmuş oldu. 1988 doğumlu oyuncu lige geldiğinden beri oyun anlayışını değiştirmemekte ısrarcı ve bu gidişle bir çok şehri daha gezecek gibi gözüküyor.

RUDY GAY:

     Son zamanlardın istikrarlı bir şekilde Play-Off yapan takımlarından Memphis ile birlikte skor yükünü ciddi anlamda çeken Rudy Gay, geçen sezondan beri takas edileceği yönünde sıkça gündeme getirilmişti. Play- Off'ta Spurs gibi dev ekibi eleyen fakat bir türlü hedef noktaya ulaşamayan takımda kesin bir değişim olmalıydı ve bu değişime O.J. Mayo'nun takımda tutulmamasıyla başlanmıştı. Ardından diğer skorerleri Rudy Gay'i de Toronto'ya takas eden Grizzlies, karşılığında Tayshaun Prince'i kadrosuna katmayı tercih etti. Prince ise Detroit'ten ayrılarak 2004 yılındaki şampiyon kadroda bulunan son Piston olarak bir tarihe de nokta konulmuş oldu. Bu takasla birlikte Jose Calderon ise Detroit'in yolunu tutarken, 3'lü takas gerçekleşmiş bulundu. Rudy Gay geldiğinden beri takımın bütün skor yükünü çekmekte kararlı ve maç kazandıran baskete de imza attı fakat, takım son 3 maçından da mağlup ayrıldı. Toronto bir sene daha Play- Off potasına giremeyecek ve ciddi transfer veya takasları gerçekleştirmekdikleri sürece olduğu yerde saymaya devam edecekler gibi gözüküyor.



J.J. REDICK:

     Hepimizin bildiği gibi Dwight Howard takasıyla birlikte Orlando Magic takımı oldukça sessiz, sakine ve başarıdan uzak geçireceği bir döneme girmişti. Bununla birlikte takım tamamen değişime gitmiş ve Van Gundy takımdan gönderilmişti. Geçtiğimiz günlerde Hidayet'in doping kullandığı haberleri, başarısız sonuçlar ve Howard'ın artık takımda olmayışını gördükleri bir sezonla birlikte, takımın eski parçalarından birisi daha takasta kullanıldı geçtiğimiz günlerde.
     Bu takasla birlikte J.J. Redick, Ish Smith ve Gustavo Ayon Bucks'a gönderilirken, Daron Lamb, Beno Udrih ve Tabias Harris ise Magic'e dahil oldular. Milwaukee takımı zaten 2 skorer ve kısa guardla bütün maçlarını idare etmeye devam ederken, J.J. Redick hamlesiyle daha da kısa ama kısalarının her gece tehdit içereceği bir takım haline geldi. Uzun vadede baktığımızda ciddi başarılar elde edemeyeceğini düşündüğüm ama her gece potansiyel olarak galibiyet kovalayan bir takım oluşturan Bucks'da Ersan'ın kullanacağı toplar daha da sınırlı hale gelebilir.


RONNIE BREWER:
New York Knicks'de gözden düşen Brewer ise Oklahoma City Thunder'dan alınan 2.tur draft hakkı karşılığında Thunder ekibine geçmiş oldu. Bu takasla epey karlı duruma geçen Thunder ekibi savunmasında bir kademe daha yükselmiş oldu.