11 Aralık 2013 Çarşamba

Like And Support Me!!



20 Eylül 2013 Cuma

NBA'IN EN DEV EKRANI PEPSI CENTER'DA


Bu haberi paylaşmadan önce aklıma ilk olarak gelen şey, Staples Center'da aynı gecede oynanan iki Los Angeles ekibinin ev sahibi olarak gerçekleşen ve bir gece içinde salonun Clippers ve Lakers adına döşenip, hazır hale getirilmesi geldi. Bildiğimiz gibi Clippers ve Lakers aynı salonu, yani Staples Center'ı kullanmaktalar. Öncelikle Staples Center nasıl bir gece, hatta birkaç saatte hazır hale getiriliyor, ona bakalım. Ardından da Pepsi Center'a monte edilen en büyük skorborda bir göz atalım. Pepsi Center'da kurulan bu skorbord NHL ve NBA sahaları içinde en büyük olma özelliği taşırken, uzunluğunun 2 farklı 3 sayı çizgisinin boşluklarını kapladığını belirtmem gerekir. Önce Staples Center ve ardından Pepsi Center'a göz atarak konuyu sonladıralım.
Staples Center Dönüşümü:


Pepsi Center Dev Ekran:

26 Ağustos 2013 Pazartesi

NBA'DEN BİR YILDIZ DAHA KAYDI !


Belki de çok fazla yıldız oyuncu diplere düşerek kariyerine nokta koymak zorunda kaldı. Geçen günlerde basketbola veda ettiğini açıklayan Allen Iverson'a bir de T-Mac katıldı ve bir zamanların belki de en önemli iki ismini emeklilik ile anmış olduk böylece... 16 sezon NBA'de oynadıktan sonra emeklilik kararını açıklayan T-Mac'in Çin'de basketbola devam etme ihtimali ise devam ediyor. Kariyerinin özellikle son yıllarında oldukça sık sakatlanan ve bu sakatlıklardan çok fazla çeken T-Mac, Houston'daki başarı çizgisine bir daha asla ulaşamamıştı ve şansını New York Knicks ve Detroit Pistons takımlarında deneyerek ayağa kalkmaya çalışmıştı. Ardından Çin liginde kısa bir süre oynadıktan sonra tekrardan NBA'e dönüş yaparak, geçen sezon ortasında San Antonio ile anlaşmıştı ve Play-Off döneminde takıma tecrübe ve derinlik katmaya çalışmıştı. Beklendiği üzere çok az süre bulabilen T-Mac, sezonun  sona ermesiyle beraber kararını açıklayarak, NBA kariyerine son verdiğini dile getirdi ve bir zamanların en önemli hücum silahlarından ve belki de en iyi birkaç oyuncusundan birisinin daha parkelere olan vedasına tanıklık ediyoruz. T-Mac'in unutulmaz görüntüleri ile yazıma son veriyorum.
35 SANİYEDE 13 SAYISI:

KARİYERİNİN EN İYİ 10 HAREKETİ:

JORDAN'LI WIZARDS'A KARŞI ATTIĞI 62 SAYI:

9 Ağustos 2013 Cuma

UĞRAŞMIŞLAR, BENZETMİŞLER AMA...


Ama Jordan gibisi bir daha asla gelmeyecek. Belki benzemeye çalışanlar, onu örnek alanlar ve sahadaki duruşunu yanıstmak isteyenler olabilir ama Majesteleri gibisi asla olmayacak!
Görüntülerde de birçok noktadan benzerlikler yakalanmaya çalışılmış ve başarmışlar da aslında. Ama gerek karizması, gerek oyun tarzıyla Jordan halen ve sonuna dek bir numara olarak kalacak.

YAZ DÖNEMİNDEN KISA VE ÖNEMLİ GELİŞMELER


                                                            Josh Smith Ve Billups Pistons'da
Dün gece, yaz aylarında öne çıkan takımlar ve oyuncular hakkında kısa bir yazı ile giriş yapmıştım. Elbette ki, daha bahsedebileceğimiz birçok yeni yapılanma içinde olan takımlar da var. Mesela Detroit Pistons'ın yaptığı hamlelere göz atalım: Joe Dumars'ın yaptığı hamleler yıllardır tartışılır durur. Bu sezon öncesi yaptıkları da öyle olacak kesinlikle. Takıma Chauncey Billups'ı getirerek, eski şampiyon kadrolarından bir parçayı dahil etmiş oldular. Bunun yanı sıra Josh Smith'e 56 milyon dolar gibi bir para ödeyerek, 4 yıllık bir sözleşme imzaladılar. Milwakuee Bucks'dan dahil ettikleri Brandon Jennings ve çaylak oyuncu Peyton Siva'yı da alan Pistons takımında Greg Monroe ve Andre Drummond gibi gelecek vaat eden oyuncular da yer alıyor. Kağıt üstüne bakıldığında zengin ve yetenekli oyuncuların yer aldığını görsek de, çok karma, takım yapısından uzak ve gelişime halen aç oyuncuların yer aldığını görüyoruz. Doğu'da Play-Off zorlamalarının dışına çıkamazlar diye düşünüyorum. Sistem oyuncusu şart olan bir takım halindeler.
                                                             Mo Williams Trail Blazers'a Geçti
Geçtiğimiz sezonu Jazz'da geçiren ve bu sezon serbest kalan önemli bir diğer önemli isim de Mo Williams, seçimini Blazers'Dan yana kullanarak, 1 yıllık 5.6 milyon değerindeki sözleşmeye imza attı. Damian Lillard ile iyi bir ikili oluşturması beklenen Williams, her sezon Play-Off mücadelesi veren bir ekipte oynayarak dikkatimizi çekiyordur sanırım.


8 Ağustos 2013 Perşembe

YAZ AYINDA DİKKAT ÇEKENLER

Gene uzun bir ara vererek, yazılarıma ara verdiğimi fark ettim. Normal sezonun bitişi, Play-Off'lar ve NBA Finallerinin ardından merakla Draftları beklemeye başladık. Draft gecesi, sürprizleri de içeriyordu hatırladığımız üzere... Noel'in 6. sıradan seçilmesi ve hemen ardından Sixers'a takas edilişi, Anthony Benneth'in 1. sıradan seçilmesi ve özellikle Boston Celtics ile Brooklyn Nets arasındaki dev takas yeterince ilgi çekicilerdi.
Brooklyn Nets takımı bir çok kişiye göre Doğu'nun favorisi haline gelmiş gibi gözükse de, kadro yapıları ve yaş ortalamaları ile oldukça yavaş bir takım oldular diyebilirim. Saha içinde ağır tempoda, ama oyunun gerektirdiklerini yerine getirebilen ve şampiyonluk isteği ile, her gece aynı istek ve arzu ile sahaya çıkacak kaliteli ve çok tecrübeli bir kadroları bulunuyor. Bu sezona ciddi anlamda renk ve heyecan katacaklarından eminiz hepimiz. Bir diğer yandan, merakla beklenen Dwight Howard bilmecesi de son buldu ve seçimini Rockets'dan yana yapan Howard, Harden ve Lin ile güçlerini birleştirerek mücadele edecekler. Parsons'ın da yeteneklerini göz ardı etmemek gerekir o kadroda. Çok önemli bir soru işareti de şu oluyor; Ömer Aşık ne kadar süre alacak? Ve pozisyonu itibari ile Howard ile birlikte neler yapabilecekler? Bu da sezona zevk ve renk katacak bir diğer öğelerden birisi bence. Geçtiğimiz sezonu tamamen sakat olarak geçiren ve sahada yer alamayan Andrew Bynum ise, Cleveland Cavaliers ile anlaştı bildiğimiz gibi. Cleveland'ı ciddi bir Play-Off takımı olarak görmek yanlış olmaz.Tabi Bynum'dan istedikleri verimi alıp, sahada görebilirlerse... Benim bu sezon için atağa geçmesini dört gözle beklediğim takım, tabi ki fanatiği olduğum başkent ekibi, Washington Wizards. Kara bulutları tamamen üzerlerinden atmayı başardılar bence. Bütün sorunlu oyuncularından kurtuldular ve 1 sene içinde yeniden yapılanmaya giderek, John Wall'ın etrafında, hatırı sayılır kalitede bir ekip kurmayı başardılar nihayet. Onların da sakatlıklardan çekmemesi durumunda ciddi bir Play-Off takımı olduğunu düşünüyorum. Ve öyle istiyorum haliyle...
Yeni sezon, yeni heyecanlar ve yeni beklentiler getiriyor beraberinde. Biz de yeni sezonun başlaması adına gün sayıyor durumdayız şimdiden:) Diğer yazı da yakında gelecek...

6 Temmuz 2013 Cumartesi

NBA'DEN ŞOK TAKAS VE TRANSFER BAŞLIKLARI !

                                            HOWARD ROCKETS'IN YOLUNU TUTTU!
1 Temmuz tarihi itibariyle açılan transfer döneminin ardından, takımlar yeni sezon için oldukça iddialı hamleler yaparak, kadrolarını şekillendirmeye başladılar. Özellikle Dwight Howard'ın kararını vermesini dört gözle bekleyen basketbolseverler ve tüm dünya, dün alınan haberle birlikte meraklarını gidermiş oldular. Açıkçası verdiği kararı ve özellikle Howard'ın kendisini pek sevmediğim için, Houston'a gitmesini kariyeri açısından pek sağlıklı görmedim. Çaylak sezonuyla birlikte Orlando Magic'de kariyerine başladıktan sonra, mutsuz olduğu her geçen sezon daha çok belli olan Howard, geçen sezon 3 takımı içeren takasla Lakers'ın yolunu tutmuştu. Burada yalnızca 1 sezon oynayan ve playoff'larda ilk turda elendikten sonra havluyu atan Lakers'da kalıp kalmayacağı büyük merak uyandırıyordu.
Herkes onun karar vermesini bekler dururken, Lebron usulü bir açıklama yapması bile beklenmişti. Bildiğimiz gibi Lebron'un Cavaliers'dan ayrılacağını açıkladığı The Decision programı büyük tepki toplamıştı. Ve aynı şekilde Howard'ın da buna benzer bir programla açıklamasını yapması bile bekleniyordu geçtiğimiz haftalarda. Neyse ki, Howard bunu yapmayı tercih etmedi. Kararını net bir şekilde açıklayarak, Houston'ın yolunu tuttuğunu bildirdi. Houston Rockets, bu hamleyle birlikte ciddi bir playoff ve Batı'da zirve hedefi arayacak olan bir takım haline geldi. Zaten geçen sezonki kadrolarıyla playoff ilk turuna kalmayı başarmışlar, Thunder'a elenmekten kurtulamamışlardı. Tek eksikleri ciddi savunma zaafiyeti iken, Howard'la bunu da kapatmış oldular. Bir de Ömer Aşık'ın pota altındaki varlığını düşünecek olursak, Rockets gerçekten büyük ve iri kıyım pota altı oyuncularıyla, NBA'in her gece korkulan takımlarından birisi olacaktır.


                                               GINOBILI 2 YIL DAHA SPURS'DE
Geçtiğimiz sezonu muazzam bir dereceyle tamamlayan ve NBA Finallerine kadar çıkmayı başaran veteran Teksas ekibi Spurs'un emektarı Ginobili ise, 2 yıllığına 14 milyon değerindeki sözleşmeye imza atarak, Spurs ile kariyerine devam etme kararı aldı.
                                               JOSE CALDERON DALLAS'A GİTTİ
Geçtiğimiz sezon ortasında yapılan takasla beraber Detroit'in yolunu tutan Calderon ise, bu sezona Dallas ile 4 yıllığına 29 milyonluk bir sözleşme imzalayarak girecek. Dallas geçtiğimiz sezon, oyun kurucu alanında büyük problemler yaşıyordu ve 1 Temmuz itibari ile O.J. Mayo'yu da kaybetmişti.
                                                O.J. MAYO BUCKS İLE ANLAŞTI
Rick Carlisle ile pek fazla anlaşamayan, büyük hayallerle Dallas'a getirilen Mayo ise, sezon sonuna doğru daha da düşüşe geçen performansıyla birlikte tamamen gözden düşmüştü. O da Howard gibi oldukça mutsuz gözüküyordu. Transfer döneminin açılmasıyla birlikte Bucks ile sözleşme imzalayan oyuncu, 3 yıl 24 milyon değerindeki kontrata imza attı. Bu hamleyle kısa ve atak oyuncuları toplayan Bucks'ın, Monta Ellis veya Brandon Jennings'den vazgeçmesi gerekiyor diye düşünüyorum. 3 tane kısa ve topu elinde isteyen oyucunun, aynı anda sahada olması, savunmada doğacak dezavantajları ve uzun vadede bir getirisi olmayacak olan kadro yapısı ile, Bucks'ın silkelenmesi için, istikrarlı bir forvete ve pota altı oyuncusuna ihtiyacı var.
                                                  PAUL MILLSAP HAWKS'I SEÇTİ
Uzun oyuncu bolluğu yaşayan Jazz'da, Enes için güzel bir haber geldi. Millsap 2 yıllık bir sözleşmeyle Hawks'ın yolunu tutarken, kontrat bedeli olarak 19 milyon civarı olduğu söyleniyor. Hawks, Josh Smith'i takımda tutmaya çalışırken, Korver ile sözleşme yenilemişti bildiğimiz gibi. Bakalım Smith ile yollarına devam edecekler mi? Yoksa kurtulmayı başarabilecekler mi?...
ANDRE IGUODALA İLE ANLAŞAN WARRIORS BOMBAYI PATLATTI !
Genç ve çok yetenekli oyunculardan kurulu bir ekip yaratmayı başaran Warriors, ihtiyaç duyduğu özellikteki veteran oyuncusunu şak diye buldu bence. Çok akıllı hamlelerle, kendisine salary cap'te yer açmayı başaran Warriors, Richard Jefferson, Brandon Rush ve Andris Biedrins'i Jazz'e gönderirken, 24 milyonluk bir boşluk yarattı. Ve ardından hiç beklemeden Iguodala'yı resmen kaptılar. Çok büyük ve takdir ettiğim bir hamle oldu bu. Warriors'ı tebrik ederek kısa bir görüntüyle devam edelim:
YONCALARDA YENİDEN YAPILANMA
Geçtiğimiz hafta yoncalarda yaprak dökümü başlığı ile, Garnett ve Pierce takasından kısaca bahsetmiştim. Boston ekibi, 2007'de kurmayı başardığı o büyük 3'lü ile bütün NBA'i sallayan bir hamlede bulunmuştu. Bunun sonucundan 1 kez şampiyonluk ve birçok kez de NBA Finallerini görmüşlerdi. Fakat Ray Allen'ın Miami'yi tercih etmesinin ardında, dağılma sinyallerini bariz bir biçimde veren büyük üçlünün kalan 2 parçası da dağılarak, bir dönemin sonunu getirmişti. Bir de takımın abisi rolündeki Doc Rivers'ın Clippers ile 3 senelik anlaşmaya varması da var tabi.
Koç pozisyonundaki boşluğu değerlendiren Boston takımı, Kolej ligini takip edenlerin bileceği üzere, Butler takımıyla 6 sezondur çalışan Brad Stevens'ı getirerek, herkesi şaşırttı. Stevens, 6 sezon yönettiği Butler takımıyla birlikte 2010 ve 2011 yıllarında NCAA şampiyonluğu yaşamış, 166-49'luk derecesiyle de kolej kariyerinde büyük bir başarıya ulaşmış.

27 Haziran 2013 Perşembe

DAVID STERN SON DRAFT'INI GERÇEKLEŞTİRDİ.


Göreve geldiğinden bu yana 30 yıldır NBA'de başkanlık yapan ve NBA'e birçok değişiklik getiren kurallarla, özellikle son yıllarda oldukça tepki çeken Stern son draft anonslarını dün gece yapmış oldu. 2006 yılından bu yana yardımcılığını yapmakta olan Adam Silver 2014 yılından itibaren başkanlık görevine geçerek, 30 yıl başkanlık yapan ve bu alanda en uzun süreyle bulunan Stern'in ardından 5. başkan olarak kayda geçecek.
Stern'in göreve başladığı 84 yılının bir numaralı draft seçimi Hakeem Olajuwon ise, onun bu anlamlı gecesinde bir jest yaparak, Stern'in son anonsunda birden ortaya çıkıverdi.


YONCALAR'DA YAPRAK DÖKÜMÜ!!!

Dün gece, ara ara sürpriz seçimlerin ve takasların yapıldığı 2013 Draft gecesinde bir çarpıcı takas daha gerçekleşti. Brooklyn Nets ve Boston Celtics arasında yaşanan Draft gecesi takasıyla birlikte, bir dönemin tamamen sonuna gelinmiş oldu. böylece. Bildiğimiz gibi Ray Allen'ın bu sezon Miami'yi tercih etmesiyle dağılma sinyallerini ciddi ciddi veren büyük üçlüden geriye kalan Pierce ve Garnett ikilisi de, Brooklyn yolunu tutmak zorunda kalarak, 2007 yılında kurulan büyüleyici Boston takımının büyük üçlü dönemi tamamen sona erdi. Normal sezonun sona ermesiyle birlikte 2. büyük darbe de, Doc Rivers'ın Clippers'ın yolunu tutması olmuştu. Celtics takımı, kurmuş olduğu büyüleyici büyük 3'lü ile 2008 sezonunda şampiyonluk sevincini tatmıştı.
Boston bu takasla Garnett ve Pierce'ı Nets'e gönderirken, Gerald Wallace, Kris Humpries ve Keith Bogans'ı takıma dahil edecek. Jason Terry de Brooklyn yolunu tutan Celtics oyuncularından bir diğeri bu arada...
Boston bu oyuncların yanı sıra, 2014, 2016 ve 2018 NBA Draft'ında ilk turdan 3 tane draft hakkı almış durumda. Boston uzun vadede ciddi avantajının olduğunu söylemek çok da zor olmasa gerek diye düşünüyorum. Brooklyn ise gelecek 1-2 sezon için Doğu'nun zirve takımlarından olabilir. Ama bahsettiğim gibi, bu kadroyla ancak 1-2 sene diye düşünüyorum.

NERLENS NOEL'IN KABUS GİBİ GEÇEN GECESİ!

Bu yılın draftında 1 numaradan seçilmesi beklenen Kentucky'nin yıldız pota altı oyuncusu Nerlens Noel'ı dizindeki sakatlığından dolayı birçok takıım es geçti ve Noel da dahil olmak üzere büyük bir çoğunluğun beklemediği bir şekilde, 6. sıraya kadar gerileyerek, New Orleans Pelicans yolunu tuttu. Fakat, 6. sıradan seçilmesinin hemen akabinde, sürpriz bir takas haberi açıklandı ve bu habere göre, Jrue Holiday'i Pelicans'a gönderen Sixers takımı, 6. sıradan draft edilen Noel'ı kadrosuna dahil etti ve bunun yanında 2014 yılının 1. turdan seçme hakkını Pelicans'a verdi. Noel için hiç iyi bir akşam olmuyor desem yeridir. 1. sıradan seçilmeyi beklerken, 6. sıraya kadar düştü ve ardından başka bir takıma takas edildi. Bu takasla birlikte Pelicans takımı  eğer sakatlıklardan uzak kalabilirse, ciddi bir play-off ekibi haline gelmiş oldu diyebilirim.

2013 NBA DRAFT'INA DAKİKALAR KALA...


Canlı yayın linki için alternatif olarak:
http://nba-stream.com/live/spurs-live-stream/channel-1/

9 Haziran 2013 Pazar

NBA FİNALLERİNE KISA BİR GÖZ ATIŞ

Uzun zamandır yazılarıma devam edememiş olduğumu fark ediyordum son günlerde. Play-off ilk turlarının ardından, Indiana- Miami, Memphis- San Antonio serileriyle beraber; ilk turda büyük keyifle izlemiş olduğum Houston- Oklahoma serileri dışında beni koltuğa bağlayan sebepler bulamadım açıkçası. Her geçen sene basketbol kalitesinin düştüğünü gözlemleyerek, belirli serilerin ve takımların izlenebilir hale geldiğini düşünüyorum. Büyük onynayan takımlar ve seyir zevki yüksek takımlar diye ikiye ayrılıyor bunlar bende. Bir de tutkunu, fanatiği olduğum Washington Wizards maçları tabi...
Sözü çok uzatmadan NBA Finallerine değineceğim. Aslında bu final eşleşmesi beni hiç şaşırtmadı ve daha ilk turlar oynanırken, bu serinin gerçekleşeceğinden adım gibi emindim. Sonucu da 4-3 Miami alır diye tahmin ediyordum. Şu an 1-0 geride olan taraf Miami olsa da, halen bu düşüncemin arkasındayım. San Antonio ilk maçı alarak avantajlı duruma geçti ve Wade, Bosh ikilisinden istenen katkı halen gelmiyor. Lebron'un zorla finallere kadar sürüklediği Miami'nin, Wade- Bosh gibi isimlerin olumlu katkı vermesinin yanında, Ray Allen, Mike Miller ve diğer kilit oyuncularının devreye girmesi gerekiyor. Ben halen 4-3 Miami alır diyerek ilk maçın ardından ortaya çıkan görüntülere göz atalım diyorum. Bu arada, bu sezonki NBA Finalleri reyting olarak da pek olumlu işaretler vermiyor. Geçen seneki reytinglere göre yüzde 12 düşüş yaşamış ilk maçın televizyon istatistikleri. Ve bunun yanında son 2 seneye baktığımızda ise; geçen sezon 16,2 milyon görüntülenme söz konusu iken, 2011 yılında 15,2 milyonmuş bu rakam. Bu sezonki rakam ise, 14,2 milyonda kalmış...

12 Mayıs 2013 Pazar

PLAY-OFF'LAR'DA SON DURUM VE KISA NOTLAR

Dün gece izlediğimiz 2 güzel karşılaşmayla devam eden yarı final mücadeleleriyle, Play-off serüveni devam ederken, sonuçlar dikkat çekmeye devam ediyor. Oklahoma, Westbrook'dan yoksun olarak devam ederken, Memphis ve özellikle Marc Gasol'e karşı direnemeyerek, seride 2-1 geriye düştüler. Dün gecenin ilk mücadelesi olarak göze çarpan maçta, özellikle Kevin Durant'in kaçırmış olduğu 2 faul atışı ile maçı veren Okc- Memphis serisine 4. maçla devam edilecek. Memphis 2-1 önde ve bir maç daha evinde oynayacak olmaları da, onları serinin avantajlı tarafı olarak gösteriyor.
Diğer yarı final mücadelesinde ise Indiana ile New York Knicks karşılaştı. New York, bildiğimiz gibi sezona muazzam bir başlangıç yapmış, sezon ortalarına doğru düşüşe geçmişti. Play-Off döneminde ilk turda Boston'la karşılaşarak, kısmen kolay bir seri geçirmişler, ve ardından Indiana ile yarı final için karşılaşmışlardı. Seriye favori olarak giren Knicks, de Okc gibi 2-1 geriye düşen taraf olurken, takım olarak çöküntü içinde oldukları vücut dillerinden bile belli oluyor diyebilirim. Amare'nin 3. maçtaki dönüşü, takıma moral vermiş olsa da, serinin gidişatı tehlikede gözüküyor onlar için. Amare'nin dönüşü demişken; dün gece 9 dakika sahada kaldı ve 7 sayı ile maçı tamamladı. Onun dönüşünden kısa görüntüler ve dün gecenin göze çarpan kısa özetleri:


Dün gecenin en güzel 5 hareketi;

PARKER DÖNÜYOR, CURRY MUAMMA;
Tony Parker, bildiğimiz gibi, bir kalf sakatlığı yaşamış ve 4. maçta oynayıp oynayamayacağı şüphe uyandırmıştı. Kalf bölgesinde bir hayli şişiğinin olduğunu ve buna rağmen 4. maçta oynayacağını kesin olarak açıklayan Parker'ın yanı sıra, Curry de son maç içinde sol ayak bileğinden sakatlanarak, 4. maçı ve Golden State takımını tehlikeye sokmuştu. Oyuna sakat sakat devam eden Curry'nin, bu gece ve diğer maçlarda oynamayacak olması, Warriors için büyük anlam taşıyor. Bakalım gidişat ve sakatlıklar ne yönde olacak. Bu akşam 10.30'da göreceğiz...
Batı'da ve Doğu'da Play-off hesaplaşmları devam ederken, kısa görüntüler de hazırlanmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta içindeki görüntülerle, iki yaka için hazırlanmış mini filmlere göz atmak gerek.

5 Mayıs 2013 Pazar

Kısa Notlar, Play-off'a Kısa Bakış, Ve Normal Sezonun En Değerli Oyuncusu...


Play-off'lara, yarı final serileriyle devam edilirken, yılın en değerli oyuncusu ödülü de sahibini buldu ve beklendiği gibi, bu ödülü 4. kez kazanma şansını elde eden Lebron James, bu alandaki en önemli rakibi Carmelo'yu sollayarak, yarı finallere yüksek moralle girmiş oldu. Kariyerindeki 4. MVP ödülünden bahsettiğimiz oyuncu 84 doğumlu ve son 5 sezonda kazanmış olduğu 4. en değerli oyuncu ödülü bu...
Kariyerinin daha ortalarında olduğunu düşünerek; rekoru elde edeceğini tahmin etmek, pek de kahinlik sayılmaz sanırım. NBA tarihinde, bu alanda en çok ödül alan oyuncu ise, Kareem Abdul Jabbar olarak kayıtlara alınırken, 5 kez bu ödüle layık görülen Michael Jordan ise, gene bu alanda zirvedeki isimlerin başında geliyor. Derrick Rose'un tüm sezonu kaçırması sebebiyle, tüm sezon boyunca, kendisine en büyük rakip olarak gösterilen ve takımına yapmış olduğu muazzam katkıyla sürekli adını duyuran Melo ise, Rose'un olmadığı sezonda, Lebron'a rakip olacak isim olarak öne çıkmıştı.
Lebron'un bu sezondan en iyi 10 hareketi:


Öte yandan, dün gece oynanan Chicago- Brooklyn serisinin 7. maçıyla beraber, son yarı finalist de belli olmuş oldu. Marco Belinelli'nin göstermiş olduğu iyi performansla, rakibini 99- 93 yenmeyi başaran Bulls, yarı finale çıkarken, Batı'yı zirvede tamamlayan Miami Heat ile eşleşmiş oldu. Yarın finallere oldukça rahat ve dinlenmiş olarak girecek olan Heat, karşısında 7 maçlık seriden çıkmış ve Rose'dan yoksun bir Chicago ile karşılaşacak.
Diğer Doğu yarı finali eşleşmesinde ise, Indiana, 2-0 öne geçtiği Atlanta serisini krize sokarak, rakibinin durumu 2-2'ye getirmesine izin vermiş, fakat son 2 maçı kazanmasını bilerek, 4-2 ile yarı finale çıkmıştı. Rakipleri ise, New York Knicks ve bu akşam oynanmakta olan maçı büyük bir kaza olmazsa, almaya çok yakın duruyorlar.
Batı'daki eşleşmelerde Golden State- San Antonio, Okc- Memphis şeklinde gerçekleşti. Yarı finallerin açılışının yapıldığı maçta, Oklahoma, öldü öldü dirildi adeta. Son dakikalarının çok büyük çekişmeye sahne olduğu maçta, 93- 91'lik sonuçla galip taraf olarak ayrılan Thunder, durumu 1-0'a getirdi. Westbrook'dan yoksun olacak olmaları, onların nereye kadar devam edebilecekleri konusunda sürekli soru işaretleri doğursa da, yollarına inatla emin adımlarla yürüyorlar. Belki de Kevin Durant, Westbrook olmadan oynamayı özlemiştir diyebilirim aslında...

29 Nisan 2013 Pazartesi

JASON COLLINS EŞCİNSEL OLDUĞUNU AÇIKLADI !!!


Bu akşam bir ilk yaşandı diyerek yazıma başlamak istiyorum. Şubat ayında, Jordan Crawford takasıyla birlikte, Wizards'a dahil olan 34 yaşındaki tecrübeli pota altı oyuncusu Jason Collins'in yapmış olduğu açıklama, spor dünyasında büyük ses getirirken; farklı düşüncelere ve tercihlere olan bakış açısının ve saygının önem kazanması gerektiğini de vurguluyordu bu açıklama.  Jason Collins, eşcinsel olduğunu ve bu durumdan dolayı utanç duymadığını, cesur bir dille ifade etti. Sports Illustrated dergisine yapmış olduğu açıklamanın ardından, formasını giydiği Wizards takımından da tam destek alan Collins, takımının resmi sitesinde de kısa bir yazıyla desteği arkasına almış. Wizards fanatiği olarak, bu davranışı ayakta alkışladım ve Collins'in tercihi ne olursa olsun, gereken saygıyı görmesi gerektiğini düşünmekteyim. 34 yaşına geldikten sonra, cinsel tercihinin bu yönde olduğunu açıklamasının nedeni olarak, çevreden gelecek olan tepkileri dikkate aldığını düşünüyorum. Er, yada geç; korkusuzca, kimliğini saklamak istememiş ve içini oldukça rahatlatmıştır bence... Bu arada, eşcinsel olduğunu açıklayan ilk siyahi basketbolcu olarak da dikkat çektiğini vurgulamak isteyerek, yazıma son veriyorum.
Wizards Statement on Jason Collins' Announcement | THE OFFICIAL SITE OF THE WASHINGTON WIZARDS

DÜN GECEDEN KISA NOTLAR/ LAKERS SÜPÜRÜLDÜ! /CURRY'DEN MUAZZAM PERFORMANS!


Lakers Bir Kez Daha Play-off'a Erken Veda Etti:
Spurs'un turu geçmesi, herkesin beklediği ve olası bir durumdu. Belki 4-0 gibi ezici bir sonuçla turu geçmelerini beklemiyordu ama, Lakers'ın sezon genelinde yaşadığı sakatlık- takım içi uyum sorunları ve koç değişiklikleri ile bir türlü sistemini oturtamaması, ileriye dönük, olumlu işlerin gerçekleşmesi açısında hayal bile kurduramıyordu. Play-Off'lara son anda katılmayı başaran Lakers takımı, önümüzdeki sezon için büyük hamleler yapmak zorunda. Takas olması her sezon gündeme gelen, Pau Gasol'un artık takımdan uzaklaştırılması gerekiyor diye düşünüyorum. Ve Kobe'nin önümüzdeki sezon nasıl döneceği ile ilgili birçok kişinin de şphesi bulunmakta. Howard serbest kalmak isteyip, şampiyonluk kovalayan bir takımla anlaşmak isteyebilir. Lakers tarafında , işler son dönemlerde zaten beklendiği gibi gitmiyordu. Ayrıca iyi gitmeyen işleri devamında,şöyle bir görüntüde otaya çıkmışı dün gece;

Howard,teknik faul aldıktan sonra oyundan atıldı ve sahayı terk edişi sırasında genel menajer Kupchak'e pek de olumlu şeyler söylediğini düşünemiyorum.
Golden State 3-1 'e Getirdi;
İlk maçı kaybettikten sonra toparlanıp, 3 maç arka arkaya kazanan Warriors takımı, David Lee'nin sezonu kapatmasını aldırış etmeden, yoluna tam gaz devam ediyor. Bana, 8. sıradan play-off yaptıkları 2006 senesini hatırlattılar. Tabi, o kadrodan kimse kalmadı. Şu an Batı'nın birincisiyle oynamıyorlar ve o sezonki gibi ses getiren bir seride değiller ama, hafife alınmayacak bir ekip oldukları da kesinlikle bir gerçek.
Play-off öncesi tahminlerimde, Golden State'ın seriyi geçeceğini düşünüyordum açıkçası. Sözü çok uzatmadan, Golden State- Denver Nuggets serisinin 5. maçından en dikkat çekici performansa göz atalım:

Bir de,  bahsetmeden olmaz; Michael Jordan, namıdiğer Majesteleri, dün gece, hayatının 2. evliliğini yaşadı. Uzun zamandır birlikte olduğu, eski manken Yvetta Prieto ile dünyha evine girerken, 300 kişilik davetli listesiyle, özel bir geceye imza attı. Konuklar arasında Spike Lee, Patrick Ewing, Ahmad Rashad ve birçok önemli, isim de yer almış. Jordan'ın önceki evliliğinden 3 çocuğu da bulunmakta...


28 Nisan 2013 Pazar

PLAY-OFF DÖNEMİNDEN KISA NOTLAR-2

NBA'de çok ilginç bir haftasonu yaşandı diyebilirim. C.tesi, yani dün gece oynanan maçlarda enteresan sonuçlar ve performanslar ortaya koyuldu. Benim üzerimde en çok merak uyandıran seride; Houston kendi evine döndüğü 3. maçta da, Westbrook'suz Thunder'ı yenmeyi başaramazken, gene çekişmeli bir mücadele izlemiştik. Westbrook'un dizinden sakatlığını ve ameliyat olması gerektiğini hatırlatarak, büyük ölçüde sezonu kapattığını söyleyebilirim. Durumu kesin olmasa da, Plaoff'larda takımını ve Durant'i yalnız bırakma ihtimali çok yüksek gözüküyor. Son dakikaları büyük çekişmeye sahne olan maçta 104- 101 galip ayrılan ve seriyi 3-0'a getiren taraf  Thunder takımı olurken, yarın gece 4.30'da 4. maç oynanacak. Thunder bu maçı da yendiği takdirde 2. tura yükselmiş olacak.

Bir diğer yandan, Chicago- Brooklyn serisi çok ilginç bir hal almaya başladı gerçekten. İlk maçı aldıktan kazandıktan sonra, 3 maç arka arkaya kaybeden ve seriye veda etmek üzere olan Nets takımının ciddi bir iddiası ve istikrarı olmamıştı sezon boyunca. Bunu play-off döneminde de eksik kadrosuyla Bulls takımına karşı oynadığı 4 maçlık seride gösteren Nets, dün gece maçın bitimine 3 dakika kala 14 sayı öndeydi ve Nate Robinson engeline takılarak, büyük bir hayal kırıklığı yaşamaktan kurtulamadı ve geceye damgasını vuran, 3 uzatmalı maçta, rakibine 142- 134'lük skorlar boyun eğdi. Nate Robinson'ın büyük geri gelişte önemli katkısı vardı ve son periyotta attığı 23 sayıyla, takımının geri dönmesini ve hatta maçı kazanmasını sağlayan isim oldu.

Şaşırtıcı maçın, şaşırtıcı performansları ve görüntülerini paylaşarak devam ediyorum:



Öteki ilginç ve garip sonuçlu maç ta, 90-69'lık skorla, Pacers'ı 3. maçta geçen, Hawks- Pacers mücadelesi oldu. Play-off döneminin en düşük skorlu maçı oldu ve 2-0 önde olan bir takımın bu denli istikrarsız gözüken bir sonuçla kaybetmesi, şaşırttı açıkçası beni...
Memphis ise, Clippers'ın seriyi rahat kazanacağını düşünenleri yanıltarak, 4. maçı 104-83'lük ezici bir sonuçla geçerek, iddiasını ortaya koymuş, ve durumu 2-2 'ye getirmiş oldu.
Bu gece erken saatte oynanan Boston- New York maçında gene aynı senaryo ortadaydı. Boston ilk yarısını önde geçmişti maçın ve ilk yarıyı gayet iyi oynuyordu. İkinci yarıda bir türlü istediği basketbolu sahaya yansıtamayan Celtics, bu gece de aynı durumu yaşadı, fakat galip olarak ayrılan taraf oldu ve durumu 1-3'e getirerek, ufak bir şans veya serinin 1 maç daha uzamasını sağlamış oldu. Maçın genelinde Jeff Green rüzgarları eserken, son periyotta Jason Terry devreye girdi ve 97-90'lık sonuçla, gecenin ilk maçı tamamlanmış oldu.
Şu an oynanan maçta ise, Lebron'lu; fakat Wade'siz Miami, Milwakuee karşısında ilk yarıyı önde kapattı ve 3. çeyreğe de aynı hızla devam ediyor. Bu maçı da kazanması halinde, 4-0'lık süpürmeyle, 2. tura çıkacak olan Miami, bu seride beklendiği gibi hiç zorlanmadı.



25 Nisan 2013 Perşembe

PLAY-OFF DÖNEMİNDEN KISA NOTLAR


Sürekli eski sezonların vermiş olduğu keyiften uzak kalmanın acısını çektiğim bir sezon daha sonra erdi ve play-off sezonu da aynı monotonlukta devam ediyor; birkaç seri dışında yalnızca...
Bu sezonun tartışmasız, en dikkat çekici ve merak uyandıran; seyir zevki en üst noktada olan serisi, bence, Houston- Oklahoma City eşleşmesi oldu. Dün gece de izleyenler bilir ki, muazzam bir mücadele ile birlikte, izleyenleri taraflı tarafsız heyecan içinde bırakan bir maç yaşattılar bizlere. İlk maçın farklı şekilde bitmesinin ardından kolay yem olmayacağını düşündüğüm Houston, oldukça diş gösterse de, geçen sezonun finalistine yenik düşmekten kurtulamadı. Yaptıkları ufak hatalar, galibiyetten uzak tuttu onları. Serinin Houston ayağında kesinlikle galibiyet çıkaracaklardır ama, Jeremy Lin'den yoksun olma ihtimalleri de söz konusu şu sıralar. Dün gece yanlış hatırlamıyorsam, ikinci yarıda göğsünden sakatlanarak oyunu terk eden oyuncunun durumunun belirsizliği de devam etmekteymiş. Jeremy Lin'in sakatlığı, James Harden'ın eski takımına karşı play-off'ta mücadele etmesi, hücum temposu yüksek iki takımın sahada oluşu ve değerli yıldızların aynı anda galibiyet için vermiş oldukları savaş kesinlikle izlemeye değer olan ilk seri olarak göze çarpıyor bence.


Milli temsilci Ömer Aşık'ın da play-off'ta mücadele etmesi de ayrı sevinç veriyordur basketbol severler için...
Seride durum şu an 2-0 Oklahoma üstünlüğü ile devam ediyor ve turu geçen takımın da Oklahoma olması bekleniyor zaten. Ama gene de söylüyorum; seriyi her maça ayrı özen göstererek izlemek gerek kesinlikle.
Bir diğer keyif verici eşleşme de San Antonio- Los Angeles olarak göze çarpıyor.
Bu serinin de galibi hemen hemen belli olsa da, eskiye dayanan hesaplaşmalardan ve zirvede kalmayı başaran Spurs'un, aynı şekilde başarı elde edememiş, son yıllarda hüsran yaratan ve yaptığı hamlelerle çok konuşulan Lakers'ın, Spurs ile bir zamanlar şampiyonluk adına vermiş olduğu mücadele geliyor aklıma. O dönemlerde Phoenix, Los Angeles, San Antonio gibi takımlar sürekli şampiyonluk için oynarlardı her sezon. Arda kalan bir tek, ilerleyen yaşlarına rağmen düşüşe geçmeyen Spurs olurken, Lakers ve Suns'ın ne durumlara geldiğine de tanık oluyoruz son yıllarda. Geçmişe dönmek açısından halen keyif verici bir seri diye düşünüyorum.
Benim için seyir zevki üst düzeyde olan diğer bir seri de, Memphis- L.A. Clippers. İki takım geçen sezon yine ilk turda karşılaşmışlardı ve 21 sayılık geri dönüşe de tanık olduğumuz 7 maçlık serinin ardından, bir üst tura çıkan takım Clippers olmuştu. Bu sezon da durum değişmeyecek gibi gözüküyor ve şu an 2-0 üstünlüğe sahip olan ekip de yine Clippers.
Skor potansiyelinin yüksek olduğuna tanık olduğumuz Golden State- Denver serisi de, izlemeye değer son eşleşmedir diyerek, 2. turların zevkli ve basketbol kalitesinin yüksek olmasını bekliyorum ve yazıma, eşleşmelerdeki son duruma göz atarak son veriyorum.
OKC- HOU: 2-0
LAC- MEM: 2-0
DEN- GSW: 1-1
SAS- LAL: 2-0
MIA- MIL: 2-0
BKN- CHI: 1-1
IND- ATL: 2-0
NYK- BOS: 2-0


Gerçi New York- Boston serisi de, Boston'dan dolayı izlenme isteği yaratıyor bende. New York'un itici görünüşü seriden uzak kalmama neden olsa da, Boston'un veteranlarını izlemek ayrı bir keyif diyerek, küçük bir şans vermek gerekiyor bu seriye de...


24 Nisan 2013 Çarşamba

MIKE BROWN YENİDEN CAVALIERS'DA!!!


2005- 2010 sezonlarında koçluğunu yaptığı Cleveland Cavaliers takımından kovulduktan sonra, Lakers'a geçen ve bu sezon çıktığı 5 maçın ardından kovulan Mike Brown'ın yuvasına geri dönerek, 20 milyon dolarlık bir sözleşmeyle, resmi olarak Cavaliers koçu olduğu açıklandı. Brown'ın video koordinatörlüğünden, NBA koçluğuna uzandığı ve son yıllarda koçluk yaptığı takımların da, şampiyonluğua oynayan takımlar olduğunu hatırlatmamda fayda var. 43 yaşındaki genç koç, bakalım önümüzdeki sezon o eski başarılarına tekrardan ulaşabilecek mi?

BATI'DA UFAK HESAPLAŞMALAR


Açıkçası seyretmeyi sabırsızlıkla beklediğim tek Play-off serisi olan Houston - Oklahoma eşleşmesinin 2. maçının başlamasına, yarım saat kaldı. İlk maçı beklendiği gibi kazanmasını bilen Oklahoma ekibinin ezici bir üstünlüğü vardı ve Play-Off'ta kimseyi hafife almayacaklarını da göstermiş oldular. Bildiğimiz gibi James Harden'ın sezon başında takas edilmesinin ardından Oklahoma ve Houston'ın, takas sonrası neler yapacağı merak konusu olmuştu. Takas, sezon içinde gördüğümüz gibi, iki takımın da işine yaramış oldu ve normal sezonun sona ermesiyle de, iki takım Play-Off döneminde eşleşerek, seyir zevki yüksek bir seri izletme şansı doğurdular bizlere... Harden'ın daha etkili olmasını beklediğim bu serideki ilk maçı, 120- 91'lik ezici bir sonuçla Oklahoma kazanmıştı. Serinin tüm maçlarının bu şekilde kolay sonuçlarla son bulmasını beklemiyorum ve Rockets'ın en azından 1-2 maçlık galibiyet çıkarmasını bekliyorum. Seriyi 4-2 Thunder alır diye tahminde bulunarak, diğer Batı eşleşmelerinden Lakers- Spurs maçının da, bu gece 4.30'da başlayacağını hatırlatmak istiyorum. Bu serinin ilk maçını da, beklendiği üzere; 91- 78 gibi düşük ve savunmaların konuştuğu maçta, Spurs üstünlüğü hakim olmuştu. Kobe'nin olmadığını tekrardan hatırlatarak, San Antonio'nun 4-1 veya 4-2 şeklinde seriyi geçeceğini düşünüyorum.
Doğu'da ise, Atlanta- Indiana serisinin 2. maçı 2.30'da oynanacak ve bu serinin de çok uzayacağını düşünmüyorum. İlk maçı 107-90'lık skorla geçen taraf; Indiana Pacers olmuştu.
Gecenin ilk serisi Houston - Oklahoma olduğu için, James Harden'dan kısa görüntüle yazıya son veriyorum:

YILIN EN ÇOK GELİŞME GÖSTEREN OYUNCUSU PAUL GEORGE SEÇİLDİ


MIP ödülünün, yani en çok gelişme kaydeden oyuncu ödülünün sahibi dün gece açıklanarak, Indiana Pacers'ın son zamanlarda dikkatleri üzerine çeken genç oyuncusu Paul George'un ödüle layık olduğu açıklandı. Danny Granger'ın sezon başlarında yaşadığı sakatlığın ardından, daha fazla sorumluluk alan yetenekli oyuncu, sezon içinde 17.4 sayı, 7.6 ribaunt, 4.1 asist gibi muazzam rakamlara sahipti. Bu alandaki diğer adaylar da şu şekildeydi; Greivis Vasques, Larry Sanders, ilginç bir şekilde de; Jeff Teague, Joakim Noah ve Lakers'dan Earl Clark idi. Bir ara James Harden'ın ve Nikola Pekovic'in de adının geçtiğini hatırlatmam gerekiyor bu ödül için...

23 Nisan 2013 Salı

EN İYİ SAVUNMACI GASOL SEÇİLDİ


Dün gece Memphis'den duyurulan bir habere göre, Marc Gasol'un, yılın en iyi savunmacı ödülünü resmi olarak olmasa da kazandığı iddia edildi. Gasol'un ismi sık sık bu ödülle anılırken, normal sezon içindeki rakamları oldukça yetersiz kalıyor aslında. Takım savunması iyi olan bir ekipte 7.8 ribaunt, 1.7 blok, 1.0 top çalma istatistiklerine sahip olan İspanyol oyuncunun dışında ismi anılan diğer oyuncular; Tyson Chandler, Dwight Howard, Larry Sanders olarak göze çarpıyordu.

PLAY-OFF DÖNEMİNDEN KISA NOTLAR

Play-Off döneminin başlamasıyla beraber, ilk turda pek fazla çekişmeli mücadeleler izleyemedik açıkçası. Genelde ilk tur maçlarında üst sıra takımları, alt sıralardan potaya giren takımları hezimete uğratarak, 2. tura yükseliyorlar. Bu sezon da alt sıra takımlarının herhangi bir ümit vaat etmemesinden dolayı, kolay seriler izleyeceğiz gibi geliyor ilk turda. Dün gece, Doğu'da 4. ve 5. sıranın sahipleri; yani Nets ve Bulls takımlarının mücadelesi ile, Batıdaki 4. ve 5. sırada bulunan  Clippers- Grizzlies hesaplaşmalarını izledik. Bu maçlarda seyir zevki, basketbol kalitesi ve çekişme daha yüksek noktalardaydı. Son saniyeye kadar giden hücumlar ve birbirine üstünlük sağlamaya çalışan 4 takımın mücadelesi play-off'a yakışır cinstendi.
Chris Paul'un son saniyede attığı basket ile 93-91'lik zafere ulaşan Clippers, seriyi 2-0'a taşırken, Doğu'daki 4-5 mücadelesinde Chicago, seriyi 1-1'e getirdiği maçta 90- 82'lik skorla sahadan galip ayrılan taraf oldu.
En iyi 5 hareket ve en iyi 6. adam ödülünü kaçıran Jamal Crawford'un 10 sayı üst üste bulduğu görüntülerle son veriyorum yazıma:

22 Nisan 2013 Pazartesi

EN İYİ 6. ADAM J.R. SMITH SEÇİLDİ


Play-off döneminin başlamasıyla beraber, bireysel alanlardaki ödüller de yavaş yavaş sahiplerini bulmaya başladı. En iyi 6. adam adam ödülünün açıklanmasıyla birlikte New York Knicks'in başarılı forveti J.R. Smith  ilk ödülü alan isim olurken, normal sezon içerisindeki 18.1 sayı, 5.3. ribaunt ve 2.7 asist ortalamalarıyla, Jamal Crawford'un ardından en çok oy alan isim oldu. New York Knicks'in başarısında gerçekten büyük payı vardı ve Crawford ile birlikte en çok adı geçen isim oldu 6. adam yarışında.
Sırada en çok gelişme gösteren oyuncu, en iyi koç, en iyi savunmacı ve özellikle herkesin merakla beklediği; en değerli oyuncu ödülleri var. Mvp için en çok konuşulan isim ise son yıllarda olduğu gibi Lebron James.
Carmelo'nun sayı kralı olması ve oyununa birçok olumlu yön eklemesi ve de özellikle Knicks takımının sezon genelindeki başarısı, Melo'yu da bu yarışın içine soktu bütün sezon boyunca. Durant de önemli bir aday ama büyük ihtimalle, Lebron'un kazanacağı bir ödül olacak diye düşünüyorum ben.

Yılın 6. adamı Smith'ten en iyi 10 oyun geliyor şimdi de:

21 Nisan 2013 Pazar

DAVID LEE PLAYOFF'A VEDA ETTİ


Bildiğimiz gibi Play-off dönemi dün gece başladı ve 2. gün maçlarının devam ettiği şu sıralarda, Golden State Warriors'ın pota altı oyuncusu David Lee'nin sakatlığından dolayı play-off'lara devam edemeyecek. Maçın son periyotunda yere düşerek sakatlanan Lee, kalçasından sakatlanarak sahayı terketmek zorunda kalmış, bugün de MR'ı çekildikten sonra sezonu kapatmış olduğu açıklanmıştı. Son saniyelere kadar devam eden çekişme sonunda Andre Miller'ın bitime 1.7 saniye kala attığı basket ile 97-95'lik sonuçla galip olarak ayrılan takım, Denver Nuggets olmuştu.

19 Nisan 2013 Cuma

GOLDEN STATE'IN BU SEZONKİ BAŞARISI VE SET HÜCUMLARINDAN ÖRNEKLER

Golden State Warriors'un bu seneki patlaması, gerçekten alkışı hak eder cinstendi ve çabalarının karşılığını Playoff'a kalmayı başararak gördüler. Mark Jackson komutasındaki genç bir kadrodan kurulu Warriors takımı oynadığı akıcı ve göze hitap eden basketboluyla, seyirciyi çeken bir oyun yapısına da sahip. Sürekli kat eden kısalar ve uzunlar, paslaşmalar ve bireysel yeteneğe sahip kısa ve uzun kombinasyonlarının olması da bu duruma en basit örneklerden birkaçı.
İlk paylaşacağım görüntüde, kısaların; yani oyun kurucuların forvete kayarak, 4 ve 5 numaradan gelen pick and roll oyunları üzerinden yapmış olduğu set sistemine dikkat çekiliyor. Şutör, pas yeteneği iyi ve bire birde başarılı kısalarınız varsa, çok işe yarayacak olan ikili pickleri çok iyi değerlendirdiler sezon boyunca ve meyvelerini yiyerek, playoff kapılarını açtılar bu sezon.

Şimdiki görüntüde ise; kısa oyuncu, yani 1 veya 2 numaralı oyuncu topu top of the key dediğimiz tepe alana getirerek, 4 numarada oynayan takım arkadaşına pası aktarıyor. Ardından kat etmeye başlayarak, bir diğer kısa oyuncuya perde getirerek, boş şutu bulması amacıyla tepeye çıkarılan kısa oyuncu üzerinden varsa bire bir oynatılıyor. Eğer boş pozisyon bulunuyorsa da, topu potaya göndermek yeterli oluyor. Perdelemelerin yerinde ve zamanında uygulanması durumunda çok işe yarayan bir ses sistemi uyguladılar sezon boyunca ve başarılarının arkasında yatan bir gerçek de takım oyununu sahaya yansıtmaları oldu bence. Savunma ve takım oyunu olmadan maç kazanılmıyor gerçeğini görmesi gereken bir çok takım var diyerek nokta koyuyorum yazıma.
Bu da bahsettiğim perdelemelerin üzerinden oynanan oyun:

TARTIŞMASIZ YILIN EN İYİSİ!

...

2012- 2013 SEZONUNUN EN İYİLERİ

Crossover, son saniye basketleri ve smaçların yer aldığı en iyi 10 listesinde her oyun birbirinden güzel tamam ama, tek geçeceğim bir oyun var ve bence senenin en iyisi diye kısaca değerlendirebiliriz diye düşünüyorum. Uzun zamandır tekrar tekrar izlediğim bir görüntü olmamıştı. Ta ki, Deandre Jordan'ın, Brandon Knight'ın üzerinden vurmuş olduğu smacı izleyene kadar...
Kesinlikle sezonun en iyisiydi diyerek görüntülere bakalım:
MAÇ KAZANDIRAN BASKETLER:

CROSSOVER:

VE EN İYİ 10 SMAÇ: (1. numaraya dikkat!)


PLAYOFF'LAR YARIN BAŞLIYOR!


Artık beklenen an geldi ve takımlar Playoff için hazır. Bizler de bu zevki yaşamak için koltuk başında seyir zevkini yaşıyor olacağız. Şahsi olarak, iple çektiğim playoff döneminde kalite açısında bambaşka bir ortam ve seyir zevki çok daha yüksek maçlara tanık oluyoruz her sezon. Birbirinden çekişmeli maçların oynandığı, sezon içinden kalan hesaplaşmaların yapılacağı ve tekrardan söylemek gerekirse; kalitenin bir üst seviyeye taşınacağı mücadeleleri izlemek üzere yarın gecenin programını paylaşıyorum:
Boston- New York
Golden State- Denver
Chicago- Brooklyn
Memphis- Los Angeles Clippers

Lawrence Frank Ve Byron Scott Kovuldu! Mike Brown Cavailers'a Geri Mi Dönüyor?


Sezonun sona ermesiyle beraber, kötü bir sonla kepenkleri indiren takımlardan Detroit Pistons ve Cleveland Cavaliers'in ilk hamleleri, koçlarıyla yollarını ayrımak oldu. Rasheed Wallace, Ben Wallace, Chuncey Billups ve Rip Hamilton'lı kadrosuyla 2000'lerin ortalarında yakaladığı başarıyı bir daha asla tekrarlayamayan ve genç oyuncularla yeniden yapılanma içerisine giren Pistons'da Frank'in kovulması beklenen bir durumdu zaten. 2 sezon içinde 54- 94'lük galibiyet- mağlubiyet derecesine ulaşabilen Frank'in sezon içinde kontrat opsiyonunun kullanılması üzerine bir isteği olmuştu. 3. yıl opsiyonunun kullanılmaması durumda serbest bırakılmak istediğini de açıklayan Frank böylece serbest kalmış da oldu. Detroit bu sezon Draft'tan kimi seçer? Veya yeni koç olarak kimi getirirler bilinmez ama, takım olarak başarıya ulaşmaları uzun bir süreyi kapsıyor bence. Andre Drummond'ı iyi değerlendirmeleri gerekiyor. Keza Greg Monroe da aynı şekilde...
Bir diğer kovulma haberi de Cleveland'dan geldi. Bu sezon elde ettiği 24- 58'lik dereceyle birlikte takımda bir değişiklik yapmak isteyen Dan Gilbert ve Cleveland ekibi, faturayı koç Scott'a kesmiş oldu.
Ayrıca son 18 maçından 16'sını kayıpla geçiren takımın başına kim gelecek soruları üzerine hemen; Lebron'la birlikte şampiyonluk yaşamış, video koordinatörlüğünden baş antrenörlüğe kadar yükselmiş isim Mike Brown geliyor.
Dedikodular şu aralar oldukça yaygın ve bence olası bir ihtimale üzerine konuşuluyor açıkçası.
Mike Brown da, Lakers takımının erken dönem başarısızlığında takımdan kovularak işsiz koçlar arasına girmişti.